yaşam

Kuru meyve sektöründe gıda güvenliği listenin en başında

Türkiye’de organik üretim ve ihracat 35 yıl önce kuru meyve sektöründe Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde başladı. Kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısıda dünyada açık ara lider konumda olan Türkiye, sağlıklı gıdada kilit bir tedarikçi.



Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, üretim ve ihracatta dünya lideri olduğumuz besleyici değeri yüksek süper gıdalar ve geleneksel ihraç ürünlerimizden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirin üretim kalitesi ve gıda güvenliğinin artırılması için uzun yıllardır çalışmalarını titizlikle sürdürüyor.

Aflatoksinli kuru incirler biyogaz tesislerinde enerji elde edilerek bertaraf ediliyor

Türkiye’nin organik üretiminin yüzde 75’ini Ege Bölgesi’nin gerçekleştirdiğine dikkat çeken EİB Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Başkanı Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 170’e yakın ülkeye 1,6 milyar dolarlık kuru meyve ihracatı gerçekleştirdiklerini vurguladı.

“İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşen dekarbonizasyon süreci, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik, iyi tarım uygulamaları bizim öncelik alanımız. EİB olarak diğer kurumlarla, üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, incir araştırma enstitüsü, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları gibi kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Kuru incir Türkiye’nin bir prestij ürünü. Sadece bu topraklarda sarılop cinsi yetişiyor ve dünyaya gönderiliyor. 100 bin ton üretimin 70 bin tonunu ihraç ediyoruz. Biz bu sağlıklı ürünü, bütün dünyaya sağlıklı bir şekilde yedirmek için sürdürülebilirlik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Birliğimiz koordinasyonunda, 2000 yılından bu yana her yıl aralıksız olarak ihracatçı kuru incir işletmelerinden yılda yaklaşık 500-600 ton aflatoksinli kuru incir toplanıyor, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı onayı çerçevesinde biyogaz tesislerinde enerji elde edilerek bertaraf ediliyor.”

Ekşilik böceği çekici yem tuzağı, ilek filesi, kurutma kereveti ve hasat filesi üreticilere ücretsiz dağıtılıyor

Işık, 2010 yılından bu yana Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından, kuru incirdeki mikotoksin (Aflatoksin ve Okratoksin) oluşumunu engellemeye yönelik olarak ekşilik böceği çekici yem tuzağı, ilek filesi, kurutma kereveti ve hasat filesi yaptırılarak Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda kuru incir üreticilerine ücretsiz olarak dağıtıldığını söyledi.

“Kuru incirde verim ve kaliteyi olumsuz etkileyen, ihracatımızı sekteye uğratabilen Aflatoksin ve Okratoksin bulaşıklığını engellemek, en aza indirmeye yönelik ve mikotoksin kontaminasyonu önleme eylem planı çerçevesinde, 15 bin adet Ekşilik Böceği Çekici Yem Tuzağı yaptırıldı ve Aydın ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlükleri aracılığıyla üreticilere ücretsiz dağıtıldı. Ayrıca, 10 bin adet bilgilendirme broşürü dağıtıldı. İlek Filesi ise 1 milyon 500 bin adet yaptırılarak ihracatçı firmalarımız aracılığıyla üreticilere ücretsiz olarak dağıtıldı. Ayrıca, Aflatoksin ve Okratoksini önlemeye yönelik 10 bin adet broşür de verildi. 11 bin adet kerevet/kurutma tavasını da Aydın ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüklerimiz aracılığıyla üreticilerimize ücretsiz verdik. 4 bin adet Hasat Filesi/Örtüsü yaptırılarak Aydın ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlükleri aracılığıyla üreticilerimize ücretsiz dağıtılacak. Bu sezonda tuzak, ilek filesi, kurutma kereveti, hasat filesi ve broşürleri dağıtmaya devam ediyoruz.”

Kuru incir üretiminde hasat örtüleri yaygınlaştırılıyor

Mehmet Ali Işık, “Mikotoksinden ari kuru incir elde edilerek, ihracatımızın sürdürülebilirliğinin yanı sıra tüketici sağlığının, dolayısıyla toplum sağlığının da korunmasını hedefliyoruz. Kuru incirle ilgili bir diğer projemiz de Birliğimiz destekleriyle ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi koordinasyonunda

yürütülmektedir. Projede, kuru incir üretiminde hasat örtüleri kullanımının yaygınlaştırılması, kuru incirde kuruma süresine etkilerinin belirlenmesi, kuru incir meyvelerinin kalitesine etkisinin saptanması, işçilik, uygulanabilirlik ve üretim maliyetine etkilerinin ekonomik olarak değerlendirilmesi, farklı bölge ve yükseltideki incir bahçelerinde farklı hasat örtüsü uygulamalarının etkinliğinin ve farklı kurutma koşullarının Aflatoksijenik ve Okratoksijenik floraya ve toksin oluşumuna etkilerinin ortaya konulmasını amaçlıyoruz.” dedi.

Kuru kayısının katma değeri artıyor

Kuru kayısının kalitesinin artırılmasına yönelik projenin Kayısı Araştırma Enstitüsü koordinasyonunda, Kuru Meyve Sektör Kurulunun destekleriyle yürütüldüğünü anlatan Işık sözlerine şöyle devam etti: “Projede, hasat sonrası kayısıların boylanması, kerevetler ile tünellerde hasat fileleri üzerinde kurutulması, geleneksel yöntemlerle karşılaştırmalı kalite analizlerinin yapılması, kaliteli kuru kayısı elde edilerek sürdürülebilir bir şekilde ihracatın arttırılmasını amaçlıyoruz. Aynı zamanda pilot bölgeler oluşturularak örnek bahçe tesisleri ile projenin üreticilere örnek olması, zamanla tüm kuru kayısı üretim bölgelerinde örnek tesislerin yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. Malatya ve çevresinde kayısı çekirdek çıkarma makinasının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması projemiz ise Sektör Kurulumuzun talebi ve finansal destekleriyle Kayısı Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülüyor. Projede, çekirdek çıkarma işleminin mekanize edilip yaygınlaştırılması ile kuru kayısı üretiminin entegre bir şekilde yapılması; çekirdek çıkarma işlemine yönelik henüz olmayan bir mekanik çözümün üretilmesi; daha kaliteli ve hijyenik bir üretim zincirinin oluşturulması; insan gücüne bağlılığın azaltılması, zamandan ve maliyetten tasarruf edilmesi; gecikmeden dolayı oluşan ürün kaybının önüne geçilmesini istiyoruz.”

Ürün kalitesi çok artıyor, işçilikten ve zamandan da tasarruf sağlanıyor

Mehmet Ali Işık, “Kuru kayısıda kalite ve gıda güvenliğini arttırmaya yönelik bir diğer çalışmamız ise; Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu olarak Ege, Güneydoğu Anadolu ve İstanbul Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birliklerince desteklenen, Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü koordinasyonunda “Kuru Kayısı Kalitesinin Arttırılması Projesi”ni yürütüyoruz. Kuru kayısıda gerek kalitenin arttırılması gerekse homojen kükürtleme yapabilmek için Boylama makinesi, kurutma kereveti ve kurutma tüneli kullanımının desteklenerek yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Proje kapsamında toplam 10 adet makine geçtiğimiz yıl pilot bölge seçilen Battalgazi ve Hekimhan ilçesine bağlı üreticilere dağıtıldı. Makineler sezon bittiğinde Enstitü tarafından geri alınıyor ve her yıl tekrar farklı üreticilere veriliyor.” diye konuştu.

Boylama makinasının kayısı kurutmasında kullanılması ile işçilikten de önemli ölçüde tasarruf sağlandığının altını çizen Işık, gerek kalite gerekse maliyet olarak da faydalı olduğunu söyledi.

“Kullanan üreticilerimiz oldukça memnun. Geçen yıl makine kullanan üreticilerimizin bu yıl kendisine makine satın aldığını da tespit ettik. Aynı zamanda boylama makinesiyle yaprak ve dal parçaları ayrıştırılarak ürün kalitesi de artıyor. Tünellerin kullanılmasıyla kayısı kurutulmasında 1-1,5 günlük bir kısalma oluyor. Tünellerin kurulumunda da rüzgar yönü ve güneşlenme yönü dikkate alınan yerlerde etraftan gelecek toz, sap vb. yabancı maddelerin büyük ölçüde önüne geçiliyor. Bunun önlenmesi amaçlı hasat filesi/örtüsü de dağıttık. Kerevetlere serilen kayısılar geleneksel yöntem olan örtü üzerinde serilenlerden daha hızlı kuruyor ve özellikle gün kurusunda alt-üst renk farklılıkları azalıyor. Çekirdek çıkartma/patik için kerevetle taşıma ve patikten sonra kerevete tekrar alma ve ürünün tekrar kurutma yerine götürülmesi aşamalarında da büyük kolaylık sağladığı gibi olası yağmur durumlarında da kerevetlerin üst üste konularak örtülmesiyle ürünler kolaylıkla korunabiliyor. Kerevetler altına hasat filesi serilmesiyle de toz, toprak vb. yabancı madde bulaşıklığı hemen hemen hiç olmuyor, dolayısıyla ürün kalitesi çok artıyor, işçilikten ve zamandan da tasarruf sağlanıyor.”