Güncel

EKODOSD KUŞADASI ÜYELERİ MADRAN DAĞINA ÇIKTI

EKODOSD Kuşadası üyeleri geçtiğimiz gün Madran Dağı’na çıktılar. Antik adı LATMOS olan Beşparmak Dağları’nın kuzey doğusunda yer alan Madran Dağları’nda fıstık çamları ve devasa boyuttaki gnays kayaların içindeki etkinlik tam bir bahar hacası içinde geçti.

Arap istilasından kaçan Hristiyanların barınma ve saklanma amacıyla yoğun bir şekilde yerleşimlerini kurduğu LATMOS dağları gibi, Madran Dağlarında da bu dönemden kalan pek çok kalıntıya rastlanmaktadır. Bugün hiç kazı çalışması yapmadan bile, Bizans Dönemi’ne ait kaleler, gözetleme kuleleri, kiliseler, manastırlar, nekropollerin görülebildiği önemli alanlar bulunmaktadır. Devasa bir kaya kovuğunun tavan ve duvarlarına resmedilmiş Meryem Ana’nın hayatını tasvir eden ve büyük ölçüde tahrip olmuş freskleri inceleyen EKODOSD üyeleri, bu coğrafyada yaşayan insanların, üst üste yığılmış gibi duran kayaları en iyi şekilde kullanarak, yaşam alanlarını, savunma yapılarını, kutsal alanlarını inşa ettiklerini, yapılarını yaparken hiçbir kayaya zarar vermeden, kayanın mevcut halini en iyi şekilde koruyarak kullandıklarını görsülledi. EKODOSD Kuşadası Başkanı Bahattin Sürücü yapığı gezi hakkında açıklamada “Bu gezimizde günümüzde yaşayanların da, antik dönemlerde olduğu gibi, doğal yapıyı bozmadan, doğaya uyumlu işçilikleriyle bu kültürü devam ettirdiklerini, eçtiğimiz günlerde tespit ettiğimiz kesme taş bloklarla örülü antik bir yerleşim de incelemeler yaptık. Geniş bir alana yayılan yerleşimde birçok seramiğin ve işlenmiş taşların olduğunu gördük. Yerleşim alanının yakınlarında ki Karya tipi mezarları inceledik. Buluntularla ilgili Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na bilgilendirme yazısı göndereceğiz. Doğa ve tarihin iç içe geçtiği Madran Dağları’nın çam ormanlarında tertemiz oksijeni içimize çekerek yürüdük. Doğanın muhteşem güzellikleri arasında yer alan, derin bir vadiden akan ve Çine Çayı’nı besleyen kollardan biri olan Gürlen Çayı’na indik. Gürlen Çayı’nın harika doğasını fotoğrafladık. Asırlardır doğa şartlarına dayanarak ayakta kalan, mühendislik harikası köprüden geçerek, Sonbahar’ın güzelliklerini paylaştık. Karşıdan bakıldığında hiç anlaşılmayan, aynen Latmos’ta olduğu gibi, Madran Dağları’nı da mesken edinen dönemin eşkıyalarına ait barınma yerlerini inceledik. Günümüzde bile hala kullananların olduğu, antik dönem tahıl ambarlarının ilginç görünümlerine hayran kaldık. Doğanın içinde bir açık hava müzesi gibi duran Latmos ve Madran Dağları, Aydın’da yapılacak alternatif turizmin en görkemli yerleridir. Batı Anadolu’da, doğal ve kültürel kaynak değerlerinin en zengin olduğu bu coğrafya, eşsiz güzellikte olup, hala keşfedilmeyi bekleyen değerleriyle gelecek nesillere korunarak ulaştırılmalıdır.”dedi