Güncel

Jeotermal Zaferi

Kuşadası Davutlar-Ağaçlı Bölgesinde yapılması planlanan "Sondaj Yöntemiyle Jeotermal Kaynak Arama Faaliyeti" Projesine ilişkin, Aydın Valiliğince verilen "ÇED gerekli değildir" kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile Aydın ve Kuşadası Kalamaki Çevre Platformunun açmış olduğu dava sonuçlandı. Mahkeme bilirkişinin vermiş olduğu rapora uygun karar verdi. Mahkeme yürütmenin durdurulmasına ve 2577 sayılı Yasa'nın 20/A maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca itiraz yolu kapalı (kesin) olmak üzere oybirliğiyle karar verdi.

Bunu bayram havasında kutlayan vatandaşlar, emeğinin karşılığını aldılar. Aydın ilinde bulunan bir çok çevre platformu, birlikte yürüttüğüJEOTERMAL ENERJİ SANTRALLERİNİN kurulması aşamasında Aydın Valiliğince ''ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR'' kararına karşı açılmış olan dava, ''itiraz yolu kapalı'' olmak kaydıyla halkın lehine sonuçlandı. Halk zaferi böylelikle bir mahkeme ''Devlet doğaya zarar verecek bir karar almıştır. Biz bu kararı bozduk.'' demiştir. Emeği geçen bütün çevre dostlarına teşekkür eden çevre halkı zaferi doyasıya yaşadı. Mahkeme kararı: YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYENLER (DAVACI) : 1- MUSTAFA İNÇ 2- MUSA AKGÖL 3- MEHMET CELAL GÜMÜŞ 4- MAHMUT ALVAR VEKİLİ : AV. RAMAZAN TÜLÜ Veysipaşa Mah. 1631 Sk. No:26/3 - Efeler/AYDIN KARŞI TARAF (DAVALI) : AYDIN VALİLİĞİ - AYDIN İSTEMİN ÖZETİ :Aydın ili, Kuşadası ilçesi, Söke ilçesi ve Nazilli ilçesinde ikamet etmekte olan ve Kuşadası/Davutlar Mahallesi ve Söke/Ağaçlı Mahallesi civarı mevkiinde tarımsal arazilerde ekili ve dikili arazileri bulunan davacılar vekili tarafından, anılan sahalarda dava dışı Bozyazı Körfez Turizm ve İnşaat A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Jeotermal Kaynak Arama Sondajı" projesi ile ilgili olarak Aydın Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce verilen 03.03.2017 tarih ve E:2017118 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının; Anayasa'nın 17., 56. ve 2872 sayılı Çevre Kanunu' nun 9.maddesi hükümlerine ve bu hükümlerle koruma altına alınan sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkına aykırı olduğu, işlemin aynı zamanda Çevre Kanunu' nun 10. maddesi ve İnsan Çevresi hakkında Birleşmiş Milletler Bildirgesi' yle getirilen esaslara da aykırı olduğu, doğaya verilen zararların ve sebep olunan tahribatların giderilmesinin ve onarılmasının mümkün olmadığı, dava konusu idari kararın neden ve gerekçesinin gösterilmediği, ÇED belgesi dosyasındaki acil müdahale planı uyarınca alt yapı çalışmalarının gerçekleştirilmediği, Buharlaştırma Lagunu, Soğutma Kulesi gibi ilave tesislere yer verilmediği, davaya konu enerji tesisiyle enerji üretilmesi amaçlanırken çevre ve bölgede yaşayan insanların sağlığına, tarımsal üretime vereceği zararların da dikkate alınması gerektiği, toplumsal yarar amacının gözetilmemesi sebebiyle işlemin amaç unsuru yönünden de sakat olduğu iddialarıyla iptali ve öncelikle yürütmenin durdurulması istenilmektedir. SAVUNMA ÖZETİ : Söz konusu "ÇED gerekli değildir" kararı verilen projeye ilişkin bulgulardan daha çok Aydın ili içerisinde bulunan jeotermal projelerinin genel sorunlarından bahsedildiği, ayrıca söz konusu proje hakkında dava konusu dilekçede yanlış bilgiler ve tespitler bulunduğu, sebep unsuru yönünden proje tanıtım dosyası incelendiğinde, açılması planlanan kuyunun debisinin daha önce ruhsat sahası içinde MTA tarafından açılan kuyu debileri de dikkate alınarak yaklaşık 15-44 lt/sn olarak öngörüldüğü, buna göre faaliyetin test aşamalarında 10 saat süreyle akışkan üretimi gerçekleştirileceği, 1584 m3 jeotermal akışkan, sondaj alanında açılacak olan, sızdırmazlığı sağlamak amacıyla tabanı ve yan duvarları jeomembran malzeme ile kaplanmış çamurdan arıtılmış havuza aktarılarak buharlaştınrılacağı, sondaj alanında sondaj faaliyetleri esnasında test aşamalarında oluşacak jeotermal akışkan, çamur havuzuna aktarılarak buharlaştırılacağı, havuz kapasitesinin üstünde jeotermal akışkanın oluşması durumunda, lokasyonda kurulacak soğutma kuleleri ile jeotermal akışkanın sıcaklığı 35oC altına düşürülmesinin planlandığının ifade edildiği, konu unsuru yönünden proje ile ilgili olarak, proje sahibi Bozyazı Körfez Turizm ve İnşaat A.Ş.'nin 2872 sayılı Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan tüm mevzuat hükümlerine uymayı taahhüt ettiği, davaya konu proje çevresel etki değerlendirme sürecinde başta ÇED Yönetmeliği olmak üzere diğer ilgili çevre mevzuatı ve mer'i mevzuat kapsamında incelendiği, irdelenmiş yasal dayanakları gözetilerek ÇED gerekli değildir kararı verildiği, bu kapsamda davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, davalı idarenin itirazları yerinde görülmeyerek rapor karara esas alınabilecek yeterlilikte bulunmuştur. Bu durumda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu faaliyetle ilgili Proje Tanıtım Dosyasında jeolojik, hidrojeolojik ve jeokimyasal açıdan yapılan değerlendirmelerin yeterli düzeyde olmadığı, eksik ve yetersiz jeolojik değerlendirme nedeniyle jeotermal sistem öğeleri (rezervuar, örtü, ısı kaynağı beslenme vb), jeotermal akışkan sıcaklığı, miktarı, kalitesi vb. bir çok konu bilinemediğinden oluşturabileceği çevresel etkilerinin de yeterli düzeyde anlatılmadığı, bu rapora bağlı olarak jeotermal bir rezervuarı tespit etmenin olanaklı olamayacağı ve doğru sondaj yapma olasılığının düşüklüğünden dolayı, çevresel etkiler anlamında sondaj sırasında olumsuzluklar ortaya çıkabileceği, arazilerin çoğunlukla üzerinde zeytin, incir ve muhtelif (meyve) dikili araziler bulunması nedeniyle dikili tarım arazilerinden ve mutlak tarım arazilerinden oluştuğu, alanların bir kısmının DSİ’nin planladığı Davutlar Barajı Orta ve Kısa koruma alanlarında kalmasına rağmen Davutlar Barajı koruma alanına mesafesinin ve işletilebilme durumlarının da PTD’da göz önünde bulundurulmadığı, dava konusu sahaların Türkiye’nin en önemli Milli Parklarından biri olan “Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkına” yakınlığı da dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlığa konu projenin önemli çevresel etkilerinin olacağı ve bu nedenle ÇED raporunun düzenlenmesinin gerekli olduğu kanaatine varıldığından, uyuşmazlık konusu çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Diğer yandan, dava konusu işlemin uygulanması halinde, belirtilen alanda yukarıda detaylıca izah edilen çevresel etkiler de göz önünde bulundurulduğunda, telafisi güç ya da imkansız zararların doğacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına ve 2577 sayılı Yasa'nın 20/A maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca itiraz yolu kapalı (kesin) olmak üzere, 10/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.