Dernek Başkanı Bahattin Sürücü, geleneksel olarak gerçekleştirdikleri gezi hakkında bilgiler vererek, ‘’Latmos (Beşparmak) Dağları’nın güneydoğusunda bir etkinlik gerçekleştirdik. Baharın tüm güzelliğini coşarak gösterdiği çiçeklerin içinde, şırıl şırıl akan suların ve cıvıl cıvıl öten kuşların sesini dinleyerek, binlerce yılın yorgunluğu çeken döşeme taş yolların üstünde yürüdük. Yürüyüşün sonunda, yaklaşık 500 yıl önce Oğuzların Yivi boyunun Comaktiri ve Güne Barza gurubunun bölgeye gelerek yerleşmelerini kurduğu otantik bir köy olan Çomakdağ Kızılağaç’a geldik.
Adeta bir tarihi eser niteliğinde olan ilginç şekilli bacaları, süslü ve boyalı ahşap kapıları olan özgün mimarili taş evlerini hayranlıkla izledik. Taş ustalarının azalması, maliyetlerin yüksek olması nedeniyle son yıllarda çok katlı beton binaların yapıldığını, hatta otantik mimariye tezat oluşturan, eskiyle yeniyi kötü bir şekilde buluşturan birçok görüntülerin ortaya çıktığını gördük. Biraz geç kalınmış olsa da Çomakdağ’ın değerlerinin gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik bir projenin hayata geçirilmeye çalışıldığını öğrendik’’ dedi.
‘MADEN OCAKLARI DOĞAYI ÖLDÜRÜYOR’
Başkan Sürücü bölgede faaliyet gösteren maden ocaklarının doğal yaşama büyük zara verdiğini ifade ederek, “Yüzyıllardır değişmeyen örf adet ve geleneksel kıyafetleri olan sıcakkanlı güler yüzlü insanlarıyla sohbet ettik. Çomakdağ’ın çalışkan kadınlarının yaptıkları el işlerinden alarak onlara destek olduk. Ekoturizm faaliyetleri için çok önemli değerleri olan Çomakdağ Kızılağaç, Ketendere ve İkiztaş köylerinin muhteşem doğal peyzajının son yıllarda bozulmaya başladığını, Latmos Dağları’nı köstebek yuvasına çeviren maden ocaklarının burada da geri dönülmez tahribatlar yarattığını, gelecek nesillere ulaşması gereken zeytin ağaçlarına zarar verdiğini gördük ve halk sağlığını tehdit ettiğini yöre insanlarından dinledik. Çomakdağ kahvelerinde çaylarımızı içtikten sonra, Asya’nın en iyi korunmuş tapınaklarından biri olan Zeus Tapınağı’nın olduğu Euromos antik kentini ziyaret ettik. Profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu tarafından antik kentin önemi ve hikayesi anlatıldı. Kazıları ve tapınağın restorasyonu devam eden antik kentin önemli alanlarında incelemeler yaptık. Ne yazık ki birçok yerde gördüğümüz gibi, uygun olmayan yerlerde ateş yakma geleneğinin burada da devam ettirildiğini, şehir sularının yakılan ateşle siyaha döndüğünü üzülerek gördük.
Bu tür ateş yakma uygulamalarının Latmos Dağları’nın mağaralarında ve kaya sığınaklarında da yapıldığını, içinde bulunan 8 bin yıllık kaya resimlerinin tamamen kaybolmasına neden olduğunu, bazı sığınaklardaki resimlerin kaybedildiğini, böyle özel ve mutlak korunması gereken alanlarda kesinlikle ateş yakılmaması gerektiğiyle ilgili bu konuda gerekli önlemlerin alınması için ilgili kurumlara bilgi verdik” dedi.
Bahattin Sürücü; ‘Çomakdağ bölgesinde bir etkinlik yaptık’
Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyeleri bu hafta gezi rotasını Çomakdağ’a çevirdi.
YAZARLAR